Türkiye Yazarlar Birliği’nde Yazar Yaşar Kemal’in hayatı ve edebi kişiliği üzerine söyleşi gerçekleşti. Yazar Mehmet Poyraz, Yaşar Kemal’i ortaya koyduğu yapıtlarla anlattı. Yazarın, oldukça zor koşullarda bir yaşantısının olduğundan bahsetti.
,
Yazar Yaşar Kemal’in edebi kimliği ve yaşamı hakkında Türkiye Yazarlar Birliği’nde söyleşi yapıldı. Muhammed Işık moderatörlüğünde Yazar Mehmet Poyraz, Yaşar Kemal’in eserlerinin dünyasına değindi.
‘Müthiş Kurgulama Yetisi Vardır’
Poyraz, Yaşar Kemal’in anılarını anlatarak şu ifadeleri kullandı: “Yaşar Kemal’in gerçek adı, Mustafa Kemal Görceli’dir. Bizim köyün eski adıdır. Babası Mustafa Kemal’e minnet borcu duyuyor. O nedenle oğluna adını veriyor.
Yaşar Kemal’e, Cumhuriyet Gazetesi’nde Yunus Nadi, ‘bize röportaj verir misin’ diyor, Yaşar Kemal, hikaye tarzında yazılar yazıyor. Ardından bize gerçekçi hikayeler yaz diyor. Muhasebeye git, paranı al diyor. Bu maaş değil, harcanan yol v.s masrafın. Maaşını ayrı vereceğiz deniyor. Hamama gidiyor, temizleniyor, bir giysi giyiyor. O günde İstanbul’da bir Rus oyunu var. Yaşar Kemal’in parası olmadığı için oyuna gidemiyor. Parayı bulunca ilk işi oraya gitmek oluyor. Seyretmek için uğraşıyor. Bilet kalmadığını da öğreniyor. Israrla oyunu izlemek istiyor. Tiyatronun sahibi de geliyor. Kılığına, konuşmasına bakınca okumuş birisine benzetiyorlar.
Yaşar Kemal’den, Türkiye’de mübadele döneminde insanların ne halde olduğunu öğrenebiliyorsunuz. Mübadele dönemindeki Yunanistan’da bulunan Türk’ün, Adıyaman gibi belli bir yere atılmasından bahsediliyor. Mesela Antalya Manavgat’tan bir örneğini biliyoruz. Eşkıya hikayeleri vardır. Diyarbakır, Adana gibi izlenimleri de bulunuyor. Yaşar Kemal’in aynı zamanda müthiş kurgulama yetisi vardır. Gerçi tüm yazarlarda bulunur. Yazar, işsiz kalınca ne yapacağım, diye düşünür. En büyük kaygısı budur. Yaşar Kemal, hayatı boyunca açlığı görmüş, bir şeyler satmıştır, tarla bekçiliği yapmıştır. Anadolu’da böyledir, bekçilik, arzuhalcilik, traktör sürücülüğü yapılır.
Mesela Nihal Atsız, Yaşar Kemal’in ortaokulda öğretmenidir. Diyalogları vardır. Oğlu Yağmur Atsız, kendisiyle uzun süre arkadaş kalmıştır. Yaşar Kemal, solun Türkiye’de ne olduğunu anlıyor. Bazı marjinal sol kesim, Yaşar Kemal’i sevmez. Hiçbir zaman da siyaset yapmamıştır. Akşamüstleri yürüyüş yapıyor. Her şeyi aklında kurguluyor. Türk sinemasında yaklaşık 500 filmde etkisi vardır. En az 50 tane eşkıya filmi senaryosu yazmıştır. Sinema sektörü, Adana’dan başlıyor. Yaşar Kemal, çocukken nalbant babasıyla pamuk toplamıştır. İstanbul’a gittiğinde çiçek pasajında bal yapmaya başlıyorlar. Bu arada tutan sinema filmi, 10 bant çoğaltılıyor. Diyarbakır Adıyaman İstanbul gibi illere yollanıyor. Film tutmazsa olmaz. Yılmaz Güney de sinema sektörü için o zamanlar İstanbul’a geliyor. Belgeselci Ali Özgentürk ve Oyuncu Menderes Samancılar da Yılmaz Güney’in yanına gidiyor. Hepsi kaynaşıyorlar.
Yaşar Kemal, edebi dili kullanırken argoyu da kullanır. Adana Türkçesini eserlerine yansıtmıştır. Yazar Zülfü Livaneli ile beraber İsviçre’de ekmek topladı. İnce Mehmet’i yazmak için İstanbul’da avans alıyor. Çünkü evinde yakacak yok, geçinemiyor. Açlık ve sefalet içinde yaşıyor. Bulduğu parayı da yiyen birisi, bunu da biliyorum. Siyasetle de pek ilgilenmiyor. Ama dincilik, sekülerizm tartışmasının olduğu dönemlerde şunu da söylüyor: ‘Türkiye’de gerçek manada laiklik, koyu Müslümanlarla olacaktır.’ Yani muhafazakarlardan bahsediyor.”
Yazarın Biyografisi
Yaşar Kemal, 6 Ekim 1923 tarihinde nüfus kaydında, 1926 olarak geçiyor. Ailesi Birinci Dünya Savaşı’ndaki Rus işgali yüzünden Van Gölü’ne yakın Ernis ( bugün Ünseli) köyünden Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Hemite köyüne göç etti. Annesi Nigar Hanım, babası ise bir çiftçi olan Sadık Efendi’ydi. Babası, camide, Kemal’in gözlerinin önünde öldürüldü. Küçük yaşta kaza sonucu bir gözünü kaybetti. İlkokulu Kadirli Cumhuriyet İlkokulu’nda okudu. Kemal’in edebiyata karşı olan ilgisi ise ortaokul yıllarında başladı. O yıllarda halk edebiyatı ilgisini çekiyordu. 1940lı yıllarda yazdığı şiirler “Çığ Dergisi”nde yayınlandı. Daha sonra “Ülke”, “Millet”, “Kovan” ve “Beşpınar” gibi dergiler de eserlerini yayınlandı.
Kemal, öğrenim hayatını ortaokulda sona erdirmek zorunda kaldı. Sonra ırgat kâtipliği, ırgatbaşılık, öğretmen vekilliği, kütüphane memurluğu, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük gibi geçici işlerde çalıştı. 1940’lı yılların başlarında Pertev Naili Boratav, Abidin Dino ve Arif Dino gibi sol eğilimli sanatçı ve yazarlarla ilişki kurdu. Henüz 17 yaşındayken politik nedenlerle tutuklandı.
En ünlü eseri ise yaklaşık 32 yılda tamamlamış olduğu İnce Memed roman serisidir. Ortaokuldayken kaleme aldığı şiir ile edebiyat hayatına başladı. İlk şiirini, 1939 yılında Seyhan Görüşler adlı bir Adana dergisinde yayınlamıştı. 2015 yılında İstanbul’da 91 yaşında hayata gözlerini kapadı. Eserlerini ise Cumhuriyet dönemi içerisinde yazmıştı.