Menü Kapat

SONSUZ SEVGİ – Deneme

Sonsuz Sevgi

Mart ayının on sekiziydi.  O gün öyle çok kar yağmıştı ki, etraf bembeyazdı. Okula gitmek zorunda olmam, biraz canımı sıkmıştı buna rağmen hazırlanmış ,istemeyerek de  olsa okulun yolunu tutmuştum çünkü beklediğim hediyemi almam an meselesiydi. Sayılı günler artık bitmişti. Aklım evdeydi ve nihayet son ders zili çaldı. Koşarak okul kapısından adeta fırladım, henüz birkaç adım atmıştım ki, karşıdan bana gülümseyerek gelen arkadaşım Yasemin’in annesiyle göz göze geldik. “Gözün aydın annen doğum yaptı.” Dedi. Kulaklarımın duyduğu ses çan sesi gibi beynimde yankılanıyordu. Tek kelime konuşmadan koşmaya başladım. Etrafta hiç kar yoktu sanki kırlarda çiçeklerin arasın da güneşin verdiği sarhoşlukla adeta dans ediyordum öyle sevinçliydim ki, bir an önce eve gitmek istiyordum. Çok geçmeden evin önünde buldum kendimi. Nasıl gittiğimi hatırlayamadım bile. Donmuş el ve ayaklarımı havuç kırmızısı burnumu evden gelen sıcak hava ve mis kokularıyla ancak fark edebildim. Salon kapısından meraklı gözlerle içeri girdim. Anneme bakakalmıştım. “Hani nerede?” Diye haykırdım, annemin yanında kardeşimi göremeyince korkak ve endişeli bakışımı anneme yönelttim. Üzgün ifademi gören annem, “Gel korkma, kardeşin yorganın altında.” Dedi. Yorganı hızlıca kaldırdım. “Nefes alamaz, neden yorganın altında kalmış? ”diye bağırırken iki tane zeytin tanesi gibi siyah üzerine yıldız ışığı yansıyan bir çift gözün bana baktığını fark ettim. O anı hiç unutamam. Öylece kalıverdim. Daha anne olmadan annelik şefkatini iliklerimde hissetmiştim. Dünyada ki en değerli varlığımı kucağıma almıştım sanki. O günden sonra benim canım olmuştu. Mutluluk denizinde boğuluyordum adeta, çok güzel ve özeldi. O günden sonra onun varlığını ne zaman hissetsem ruhumu sonsuz huzur ve sevinç kaplar. Onun yeri bende hep ayrı olmuştur çünkü ben onun küçük annesi olmuştum. Işte sonsuz sevgi benim için bu demek…

Emine Yeşilbaş Akmaz