Neith’in Çözgüsü
Bu kentte kader ay ışığında dokunur
Bir çizgidir tarihin yaldızladığı.
Çocukları öpüp öpüp tabuttan çıkaran; kadınlardır
Hayatı aksettiren dudaklarından
Dökülen gül ateşle bir olunca
Yazgıyı altüst eden; bir annenin gözyaşıdır.
Neith’in çıkrıklarından biri su diğeri ateştir
Yetişmez varlık topraktan hiçbir mitte,
Vazodan yetiştiği kadar.
Yine de ruhun perde perde
Alacağı var bu esrarlı kentte
Ne kadınlardan ne nakışlardan
Ama kaderin vazgeçilmez bağından
Süregelen doğumun tanışıklığı var.
Ölümün sekanslarında alınyazısı vaktini
Hatırlatan bu kentte yalnız
Yalnızca kadınlardır.
Acıları düğümler kesikli parmağıyla
Ve nakşedip sevinci iplikli fırçasıyla
Sırlı kitapları okur
Kurak yurtların sağanağında.
Bu kentte tavus kuşları ve papatyalar
Hayat ağacı ve kollarına yürüyen su
İbrikler ve geometrik canavarlar
Motifle canlanır hurma dallarında.
Genç kızların saçlarında papatya tacı
Değil nişanı kraliyet
Güce ve akla; ipso facto alamet.
Tüylerini yolup tavus kuşlarının
Kendine göz yapan âmâ çocukların
Terazide neyse günahı
Odur kaderin onlara ahı.
İbriği kıransa hayat ağacının
Ölümünü sessizleştirir
Ve borçlanır büyümüş denizlere.
İyiyi ve kötüyü öğreten anneler çizer lodosu
Maziyi deyimleyip içine
Savurur bir çöl rengiyle.
Küçükleri ve kitapları kuşatır çepeçevre
Sanrının aynası rüzgarlar,
Bütün olmadan aydaki ilk evre
Yokluğun girdabında kümelenir korkular.
Bu kentte korkuları aşan,
Ay ışığında kaderi dokuyan,
İrfanı yüce ve onu yücelten
Çıkrığıyla yahut kalemiyle
İşareti kendine özgü, işaret bıraktığı
Toprakların kaderini dokuyan
Her daim kadındır.
Firuze Yiğit