YAZAN: MÜSLÜM IŞIKLAR-TYB ANKARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ
– İSMET ÖZEL 80 YAŞINDA –
Şiirle hasbihal edenlerin çoğunluğuna göre yaşayan en büyük şairdir İsmet Özel. Azımsanmayacak azınlığa göre ise Türkiye Cumhuriyeti tarihinin; duyguyu, davayı, idealizmi en başarılı anlatan şairidir. Hem 30 yaşına kadar ki komünist hem de Müslüman dünyaya girdikten sonra ki döneminde, özellikle kendine siyasal anlamda yakın olan çevrelerin beğendiği bir şair olmuştur ve olmaktadır.
Şiirleri, sol cenahta Nazım Hikmet’in varisi olarak hatta bazılarınca onu dahi yerinden edebilecek nitelikte görülüyordu. Cesur bir kalem oldu her zaman. Neye inandıysa şiirinin sularında onu yüzdürdü.
Ülkede siyasi çekişmenin, kaosun, gençlik hareketlerinin en azılı olduğu dönemlerde devrimciliğini konuşturdu. Şiirleriyle o dönem ki dava arkadaşlarına, daha doğrusu komünist jargonuyla yoldaşlarına umut ve cesaret verdi. 1970’te neşredilen Mazot şiiri bunların en bilinenlerindendir.
“…
Sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
…”
Keza onun öncesinde 1968’deki Sevgilim Hayat şiirinin dizelerinde de bu idealizmi dile getirmişti.
“…
Çünkü biz savaşmasak
Uzak Asya’dan çekik gözlerimiz
Küba’dan kıvırcık sakallarımızla
savaşmasak
güm güm vurur mu kömürün kalbi Kozlu’da
Ke san’da, Kandehar’da ümüğüne basılır mı vahşetin
…”
İsmet Özel, 19 Eylül 1944 tarihinde Aydın Sökeli polis (Emekli Başkomiser) bir baba ile ev hanımı bir annenin altıncı ve son çocuğu olarak Kayseri’de doğdu. Memur çocukları, bilhassa asker veya polis çocukları, farklı şehirlerde büyümenin bıraktığı duyguyu iyi bilir. Bu duygu, Özel’in şiirlerine de yansımıştır. Örneğin 1966’da çıkan ve kitaba da adını veren Geceleyin Bir Koşu şiirinde bahsettiği Mori, Kastamonu’da hem okul hem mahalle arkadaşı Muharrem Şimşek’tir.
“Külden bir ağzım vardı mermilerden önce
çanların saçlarıma değdiği yerde ulurdu
Mori, bakırcı çarşısı, incitepe
ağzımın üniformasına sokulurdu…”
Öğrencilik yılları Kastamonu, Çankırı ve Ankara’da geçer. Şiirlerinde ailesinden de bahseder Özel. Müslüman dünya görüşünü adeta beyan ettiği 1974’teki Amentü şiiri, babasıyla başlar. ‘İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam’ dizeleriyle girizgâh ettiği Amentü’de yine babasının dönemin iktidarına uzak olmayışını, mısra aralarına serpiştirir.
“…
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere: Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
…”
Bu dizeler hem tek parti döneminin yönetimine bir eleştiridir hem de geldiği ailenin görüşü hakkında ipucudur. İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde doğan usta düşünürün adının İsmet olması da tesadüf olmamalı.
ÜNİVERSİTE YILLARI VE İŞÇİ PARTİSİ ÜYELİĞİ
Genç İsmet, 1962’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdiğinde solun daha da soluna meyledip İşçi Partisi’ne üye oldu. Ancak gözünü budaktan sakınmayan şair, 1972 yılında, içinde bir şeylerin yolunda gitmediğinin mesajını Kanla Kirlenmiş Evrak şiirinde veriyordu.
“…
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
başından başlayabilirim.”
Bahse konu kitap, Kur’an-ı Kerim’den başkası değildir. İki yıl sonra da Sezai Karakoç’un Diriliş Dergisinde yukarıda da bahsedilen Amentü şiiriyle mahalleden taşınmıştı. Zaten Amentü de Arapça ’da ‘İman ettim’ anlamına gelen ve İslamiyet’te dine girişin, hayatta da yeni adımların başlangıcını tanımlar.
Ancak yine de Özel’in kafasında tam anlamıyla netlik yoktu. Amentü’den bir sene sonra neşredilen İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır Ya Sen Gel Ya Beni Oraya Aldır şiirinin henüz adında dahi bu emareleri veriyordu.
Şiirin içinde geçen bazı dizelerden bahsetmekte yarar var:
“Öyle hisab katındayım ki
katlim savcılardan sorulmaz’
…
‘Kadınların sahiden doğurduğuna
toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
nicedir kavrayamam haller içinde halim”
Aslında bu ve bunun gibi birçok dize, onun zihnindeki soru işaretlerinin sürdüğüne işarettir. Üç Zor Mesele adlı kitabının 2014 yılındaki baskısının henüz ikinci paragrafında, zihnindeki soru işaretlerini aşmasının kırk yaşına kadar sürdürdüğünü şu cümlelerle anlatır: “Zihnim buluğ çağımdan kırk yaşıma -demek ki, bundan otuz sene evveline- kadar intiharla meşgul olmaktan geri durmadı. Bir saplantıydı bu. Ne yaparsam yapayım kafamdan uzaklaştıramadığım, bana bu geçen müddet boyunca tırnaklarımı ve bıyıklarımın uçlarını ısırtan bir sabit fikirdi intihar.”
Bu açıdan bakıldığında ‘40 yılın şiirleri’ anlamında yayımlanan, o zamana kadar ki şiirlerini topladığı, Arapça’da kırk anlamına gelen Erbain, o döneme dek kafasında taşıdığı intihar fikrini bıraktığının milat anlamında sınır çizgisi sayılabilir. Bu yüzden belki de Erbain kitabı, yaşama bir tutunuştur.
ŞİİR, DENEME, ÇEVİRİ
Eski mahallesinden birçok kimse, onun artık eskisi gibi güçlü ve idealist şiirler yazamayacağını iddia etmişti. Fakat Amentü’den bir yıl sonra kaleme alınan İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır Ya Sen Gel Ya Beni Oraya Aldır şiiri bile, henüz yolun başında, söz konusu iddiaları çürütmeye yetti. Zaman içerisinde tahminlerinin tutmadığı diğer şiirleriyle de görüldü.
Hatta bu dönemden sonra daha uzun ve etkisi yüksek şiirlere imza attı. Ölümü ele aldığı Üç Firenk Havası; kendisinin, daha doğrusu insanın özelinden yola çıkarak yaradılışı anlattığı Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar; Allah’a yakarışı ele aldığı Münacaat; Resullulah’ı anlattığı Naat; Yahudi Olmamak diye çevrilebilecek Of Not Being a Jew; hikâye diliyle yazdığı Bir Yusuf Masalı gibi eserleri ve daha birçok yapıtı, kült haline geldi.
Siyasi görüşlerine katılanlar zaten Özel ile ortak noktaları olduğundan ona karşı şiir haricinde de sempati besleyebiliyor. Gerçi bazısı da bu konuda eleştirmekten geri kalmıyor. Ondan farklı düşünen edebiyat severlerin çoğu ise siyasi görüşüne katılmadığını beyan ederek şiirlerini ayrı yere koyduklarını ileri sürerler.
Yıllarca Şule Yayınları’nın vesilesiyle okuduk onu. Ancak 2013’ten itibaren oğlu Oruç Özel’in mihmandarlığında yayın hayatına başlayan Tiyo Yayınları ile artık karşımızda. Bu arada onu sadece şair olarak görmek hem üstada hem de Türk edebiyatına saygısızlıktır. Türk edebiyatının bu büyük edibi; şiir dışında, özellikle deneme türünde de birçok eser üretmiştir. Surat Asmak Hakkımız, Henry Sen Neden Buradasın, Waldo Sen Neden Burada Değilsin, Kalın Türk, Desem Öldürürler Demesem Öldüm, bazı köşe yazılarından oluşan Evlenseydik Boşanacaktık ve birçok ölümsüz eserin müellifidir. Ayrıca çeviri türünde de dilimize kitaplar kazandırmıştır.
FRANSIZCA OKUTMANLIĞI
Edebiyat ile uğraşanlar bilirler ki şairlik bir meslek değildir. Şiir; aşktır, yaşama duruştur, yaşamda duruştur, hasrettir, kavuşmaktır, kavuşamamaktır, yüreğin manevi geçimini sağlamaktır. Bu manevi geçimin bir de maddi geçimi vardır ki İsmet Özel, bunu temelde Fransızca okutmanlığı ile temin etmiştir.
1976’da eşi, daha sonra dört çocuğunun annesi olan Necla Hanımla da tanışmasına vesile olan Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünü 1977’de bitirdi. Yıllarca Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Fransızca okutmanlığı yapan Özel, 1998’de buradan emekli oldu.
İSTİKLAL MARŞI DERNEĞİ
Üç çeyrek asrın fazlasını deviren mütefekkir, 2007’de İstiklal Marşı Derneği’ni kurdu. Bu derneğin amacı ise üç başlıkta açıklanıyor:
1- Dünyada ve Türkiye’de insana yaraşır şekilde yaşamak ve yaşatmak için gereken zemini tesis etmek;
2- İstiklâl Marşı’nda yer alan esasları bir duruş olarak rehber kabul edip bu esasları her yer ve zeminde yaymak;
3- Yerel gelenek ve göreneklerin ikinci maddede belirtilen esaslarla uyumlu olanlarını korumak ve yaşatmaya teşvik etmek.
Son şiirini de 2013 yılında neşreden Özel, o dönemden bu yana okurlarıyla yeni bir şiir paylaşmadı. ‘Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar’ adlı şiirine ‘Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında…’ dizeleriyle başlayan üstattan hayranları, ikinci kırk yılın sonunda ‘Ben İsmet Özel, şair, seksen yaşında’ dizeleriyle başlayan şiirini dört gözle bekliyor.
İsmet Özel 80 yaşında. Sen çok yaşa e mi?