Menü Kapat

BRICS’e yönelme çabaları neler getirir?

YAZAN: Selahaddin E. ÇAKIRGİL-STAR

-Dünyadaki yeni denge planları içinde, BRICS’e yönelme çabaları neler getirir?-

Dünyadaki siyasî buhran, giderek, daha bir ‘çıkmaz‘a doğru ilerliyor.

Bazıları, ‘Yok canım.. Bir 3. Dünya Savaşı kolay mı, öyle?. Bir tarafta nükleer silah varsa, diğerlerinde de var.. Dünya, insanlığın sonunu getirebilecek öyle bir felâketi göze alamaz ‘ diyor. Ama, ‘1. ve 2.Dünya Savaşları da bir kıvılcımın cephaneliği patlatması ve o ateşin bütün dünyayı sarması’ şeklinde olmadı mı?

Artık, reddi mümkün olmayacak şekilde anlaşılmıştır ki, Amerikan emperyalizmi ve onun güdümündeki Batı /NATO dünyası, özellikle Müslüman coğrafyalarında ve bu coğrafyaların kalbi mesâbesinde olan Orta Doğu’da, yani kendi coğrafyalarından uzak bir noktada büyük bir yangın çıkarmak peşindeler..

Esasen, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki galibiyet ve mağlubiyetlere göre kurulan dünya dengelerinin, dünyanın bugünündeki güç ve zaaf odaklarına cevap veremez olduğu, öteden beri tartışılıp duruyor.. Amerikan eski dışişleri bakanlarından Condolissa Rice, 12-13 yıl öncelerde, ‘Orta -Doğu ülkelerinin sınırlarında 20 kadar değişikliğin yapılması gerekiyor’ demişti.. O projeler henüz de terkedilmiş değil..

Yalnız Filistin değil, ÜrdünMısır, Sudan, Suriye, Türkiye, Irak, İran, Afganistan, Yemen, Suudi Arabistan, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Avrupa, Ukrayna ve Rusya; hatta Kuzey ve Batı Afrika coğrafyalarında.. Her mıntıkada, halkları birbirlerine düşman edecek olan ihtilaf gerekçeleri ve fitne sebepleri bulunur; bulunamazsa, üretilir.

*

‘Savaşı istemeyiniz, ama, geldiğinde kaçmayınız..’ meâlindeki ‘Hadis-i Nebevî’ rivayeti bize ışık tutuyor.

Ve, Hz. Ali‘den nakledilen bir savaş tavsiyesindeki derin hikmeti de iyi anlamak gerekir. Çünkü, o diyor ki, ‘Düşmanının kılıcı uzun ve kuvvetli, senin kılıcın zayıf ve kısa ise, boş yere kılıç savaşı yapmaya kalkışma.. Senin çaren, kılıç savaşı yapmaksızın, hasmının sana kılıç sallaması için lâzım olan mesafe imkânını ona vermemen ve düşmanına iyice sokulup, boğazını sıkmaktır.’

Evet, Hz. Ali‘den gelen bu tavsiye, bugünün Müslümanlarına da, çaresiz olmadıklarını hatırlatmış olmuyor mu?

*

Savaş konusundaki bu genel değerlendirmeden, biraz özele doğru gelelim. Açıktır ki, bugün en büyük gerilim noktası Rusya ile Batı /NATO dünyası arasında.. Kıyasıya devam eden psikolojik ve hatta askerî savaş‘ın ayak sesleri giderek yaklaşıyor.. Rusya ile Batı/NATO dünyası arasında bir askerî çatışma meydana gelecek olursa.. ‘NATO ülkelerinin coğrafyaları bir bütün sayıldığından, NATO üyesi Türkiye öyle bir savaşta nasıl bir tutum takınacaktır?’ sorusunun cevabını verebilmek hiç kolay değil..

Batı/NATO dünyası ise, bu gerilimlerin içinde, kendi coğrafyalarına bir kıvılcım sıçramadan, Siyonist İsrail çete rejiminin en büyük faydayı sağlamasını planlıyor..

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ