Menü Kapat

Çocukta Sorumluluk Bilinci Geliştirme

Gülveren GÜNDOĞLU

“Özgürlük, sorumluluk demektir.” diyor George Bernard Show. Demek ki özgür olmak için sorumluluklarımızı bilip yerine getirmemiz gerekiyor.

Günümüzde aileler, çocuklarını, hiçbir sorumluluk vermeden yetiştiriyorlar. Bunu da çocuklarını çok sevdikleri için, onlara kıyamadıkları için yapıyorlar. Evde anneler, anneanneler, bakıcılar emir eri gibi çocuğun etrafında pervane oluyorlar. Ayakkabılarını bağlıyorlar, elbiselerini giydiriyorlar, ödevlerini yapıyorlar. Yetişkinler, çocuğun ödevleri ve kişisel işlerini öylesine içselleştiriyorlar ki, çocukların ödevinden bahsederken, “Ödevimiz” diyerek söze başlıyorlar. Ödevi, kendisine verilmiş görev olarak algılıyorlar. “Sınavımız var.” diyorlar. Sınava girecek kişi kendisi sanki. “Bizim sınıf “ diyorlar. Kendisi de o sınıfın öğrencisi gibi.

Çocuklarımız, kendi başlarına birer bireydir. Onları, bizim birer uzantımız gibi görmemeliyiz. Sınav çocuğun sınavı, ödev çocuğun ödevi, sınıf öğrencinin öğrenim gördüğü sınıftır. Çocuklar hata yaptığında onları kurtarmayın. Kendi özgüveninizi inşa ederken onlarınkini yok edersiniz. Konfiçyus

Öğretmen, çocuklara ödevlerini veriyor. İnternet üzerinden velilere de iletiyor. Veliler, WhatsApp gruplarında yoğun bir mesaj trafiği gerçekleşiyor, ödevleri duyanlar duymayanlara yetiştiriyor. Çocuklar servisle eve ulaşmadan, veliler ödevin araştırmasına çoktan başlamış oluyorlar. Eve gelen öğrenci, okulda yorulduğu için ivedilikle video izleyerek dinlenme moduna geçiyor. Anaların babaların ödev ile ilgili çalışmaları onu hiç alâkadar etmiyor. Önüne konan yemekleri, gözü ve aklı videoda olarak ağzına tıkıştırıyor. Ne yediğinin farkına varmadan karnını doyurup, video izlemeye devam ediyor. Yemek önüne ne zaman kondu, ne zaman kaldırıldı hiç fark etmiyor. Hipnotize olmuş bir şekilde uyuma saatini buluyor.. Çocuk bir problemle karşılaştığı zaman yolunu sen açarsan körelir, kendisi açarsa gelişir.
Konfiçyus

Bu arada ödevler tamamlanmış, çantasına yerleştirilmiş olduğundan, ertesi gün sorumluluğunu yapmış olmanın verdiği haklı onur ve gururla okuluna gidiyor çocuk.

“Sorumluluk duygun yoksa hak talep edemezsin çünkü hakkın temelinde sorumluluk vardır.” İlber Ortaylı.

Öğrencilere ödev verilmesinin sebebi, sorumluluk bilincinin gelişmesi, okulda öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi, uygulamalı çalışmalar yaparak el becerilerinin arttırılması, ince motor kaslarının çalıştırılması, el-göz koordinasyonunun geliştirilmesidir. Evde kullanılmayan atık maddeleri değerlendirmeyi öğrenmesidir, bir iş yaparken malzemeleri ziyan etmeden kullanabilmesidir, zamanı değerlendirmesidir. Yapacağı çalışma için gerekli malzemeleri temin edebilme becerisi kazanmasıdır. Kendi kendine karar verip uygulamaya başlaması, yaptığı işin sonucunu görüp, iç motivasyonunu yükseltmek için çocuğa ödev verilir. Çocuk evde kendi ödevini kendisi yapmak için çalışırsa pek çok alanda yetkinleşebilir. En iyi öğrenme yaparak yaşayarak öğrenmedir. “Bir insana kuvvet veren şey, işinde çalışmak ve ilerlemek gücünü temin eden sorumluluk duygusudur. Herbert N. Casson

Bilgiye ulaşmak artık çok kolay, bilgi parmaklarımızın ucunda. Zor olan öğrenme motivasyonudur. Zor olan beceri kazanmaktır. Zor olan okuma alışkanlığı geliştirmektir. Çocukların ödevlerini ve evdeki diğer işlerini yapmak yerine, ebeveynlerin onlara örnek olmaları gerekir. Ebeveynler kendi sorumluluklarını, olması gerektiği gibi, tam ve zamanında yerine getirerek çocuklara örnek olmalılar. Çünkü onların en önemli rol modelleri ana-babalarıdır. Çocuğun gösterdiği çaba, azim ve sabırla işine devam etmesi çok önemlidir.
Sorumluluğun gelişmesi için, insanın sorumluluk alabileceği bir ortamda yetişmesi gerekir. Doğan Cüceloğlu

Çocuk ödevini kendisi yaparken yanlış da yapsa, hatalı da yapsa bundan mutlaka bir şeyler öğrenir. İşte bu öğrenme kıymetlidir. Ana-babalar çocuğun ödevini kendileri yaptıkları zaman bu değerli öğrenme biçiminden çocuğu mahrum bırakırlar. Çocuk ödevini kendisi yapsın, yanlış yapsın, eksik yapsın, kötü yapsın. Çocuğa verilen proje ödevlerini profesyonel bir biçimde yapması gerekmiyor. Veliler, çocuklara sadece yardım etsinler, kendileri yapmasınlar. Pek çok ödevde yardım bile edilmemelidir. Okulda öğrencilere verilen ödevler onların yaşlarına, beceri düzeylerine ve kapasitelerine uygun olarak verilir. Tabi ki her çocuğun gelişim düzeyi farklı olduğundan, ödev yapma kapasiteleri de farklılık gösterecektir. Her çocuk kendi kapasitesine uygun olarak hareket eder. Çocuk, yapabildiği ölçüde yapmalıdır. Böylece çocuklar kendi sorumlulukları olan işlerde yardım beklentisine de girmezler. “Doruğa doğru çıktıkça, hayat güçleşir, risk artar, sorumluluk çoğalır.” F. Nietzsche

Çocuklarını güçlü ve özgür bireyler olarak yetiştirmek her ana-babanın hayalini süsleyen özlemlerdir. Bu o kadar kolay değildir.
John Rossman; “Sorumluluk üstlenmek acısız olmaz. Ancak bu, başarıya ulaşmanın tek garantili yoludur.” diyor.
Tabi ki çocuklarımıza derslerinde destek vermemiz gerekiyor. Fakat bunu abartmayalım. Kendimiz yapmayalım. Onlar bizden yardım istemeden hemen ortak çıkmayalım. Unutmayalım, ödevler öğrencilere verilir, velilere değil. Çocuklarımızın sorumluluk bilincini geliştirmek amacıyla kendi işlerini kendilerinin yapması için fırsat verelim. “Aslana ensen neden kalın demişler, kendi işimi kendim yaparım.”
“Sorumluluk almayı öğrenen çocuk, iş bitiren güçlü bir birey olur.” Doğan Cüceloğlu