Menü Kapat

Başarı Güzeldir ama Merkezinde Ahlak Olmalıdır

Sezgin ERÖZBAĞ / TYB Ankara Şubesi Denetim Kurulu Üyesi

Başarı… Çağımızın en çok arzulanan, uğruna sayısız çaba harcanan kavramlarından biri. Bireysel hedeflerden kurumsal vizyonlara, toplumsal kalkınma ideallerinden uluslararası rekabete kadar hayatımızın her alanında yankı bulan bir kelime. Başarıya ulaşmak, takdir görmek, hedeflere varmak kuşkusuz insana büyük bir tatmin ve motivasyon kaynağı sunar. Ancak bu parlak madalyonun bir de diğer yüzü vardır ki, o da başarının hangi temeller üzerine inşa edildiği, hangi değerlerle yoğrulduğudur. Gerçek ve kalıcı başarının sırrı, ahlaki değerlerin onun ayrılmaz bir parçası olmasında yatar.

Ahlaki değerler, bir toplumun veya bireyin doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt etmesine yardımcı olan temel prensiplerdir. Dürüstlük, adalet, saygı, empati, sorumluluk, hoşgörü gibi kavramlar, sağlıklı bir bireysel ve toplumsal yapının olmazsa olmazıdır. Başarıya giden yolda bu değerleri göz ardı etmek, kısa vadede bazı kazanımlar sağlasa bile, uzun vadede telafisi güç yıkımlara yol açabilir.

Ahlaki değerlerden yoksun bir başarı anlayışı, etik olmayan yöntemlere başvurmayı, başkalarının haklarını çiğnemeyi, yalan ve manipülasyonu meşrulaştırabilir. Hırs bürümüş bireyler veya kurumlar, sadece kendi çıkarlarını düşünerek topluma ve çevreye zarar verebilirler. Bu tür bir başarı, içi boş bir kabuk gibidir; dışarıdan parlak görünse de, temelleri çürük olduğu için en ufak bir sarsıntıda yerle bir olmaya mahkûmdur. Tarih, ahlaki değerleri hiçe sayarak zirveye çıkan ancak kısa sürede düşüşe geçen sayısız örnekle doludur.

Oysa ahlaki değerlerle yoğrulmuş bir başarı, sadece bireysel tatmini değil, aynı zamanda toplumsal faydayı da hedefler. Dürüstlük ilkesiyle hareket eden bir iş insanı, hem kendi itibarını korur hem de müşterilerinin ve paydaşlarının güvenini kazanır. Adil bir yönetici, çalışanlarının motivasyonunu artırır ve kurumun uzun vadeli başarısına katkıda bulunur. Empati yeteneği gelişmiş bir lider, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçlarını anlayarak daha kapsayıcı ve sürdürülebilir çözümler üretebilir.

Ahlaki değerlerin başarıya kattığı en önemli unsurlardan biri de sürdürülebilirliktir. Kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli vizyonla hareket etmek, sadece bugünü değil geleceği de düşünmek ahlaki bir sorumluluktur. Doğal kaynakları hoyratça kullanmak, gelecek nesillerin hakkını gasp etmek anlamına gelir. Toplumsal adaletsizlikleri görmezden gelmek, uzun vadede huzursuzluk ve istikrarsızlığa yol açar. Bu nedenle, gerçek başarı, çevresel ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi gerektirir.

Sonuç olarak, başarı kuşkusuz güzel bir hedeftir ve ulaşılması için çaba göstermek değerlidir. Ancak bu güzelliğin kalıcı ve anlamlı olabilmesi için merkezinde ahlaki değerlerin olması şarttır. Dürüstlük, adalet, saygı, empati ve sorumluluk gibi değerler, bireysel ve toplumsal başarının sağlam temellerini oluşturur. Ahlakla yoğrulmuş bir başarı, sadece bireylere değil, tüm topluma fayda sağlar, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmemize yardımcı olur. Unutmamalıyız ki, gerçek zafer, sadece hedefe ulaşmak değil, o hedefe hangi yollardan ve hangi değerlerle ulaştığımızla ölçülür.