Gülveren GÜNDOĞLU
İnsanoğlu, eskiden beri yaşadıkları yerin dışında başka yerlere gitmekten çok hoşlanmıştır. Bir yere giderken, hele de uzaklara gidiyorsa, bir heyecan ve tatlı bir telaş içinde olmuştur. Çünkü farklı yerler görmek, başka insanlarla beraber olmak, yeni insanlar tanımak ve değişik konulardan konuşmak insanları hep rahatlatmıştır. Günlük rutinlerin dışına çıkmak da insanı dinlendirir, bir dinginlik bir ferahlık verir. Farklı yerlere giden insan ruhen yenilenir, rahatlar, içi açılır, bazen öyle büyük bir değişim yaratır ki bu farklı yerler, insan kendini yıkıp yeniden kurar, bakış açısını değiştirir. Böylece de kendini daha iyi hisseder. Uzak ve bilinmeyen yerlere yapılan yolculuklar daha bir eğlendiren ve zevk almamızı sağlayan, gizem dolu gezilerdir. Bu sebepten dolayı atalarımız, ”Tebdil-i Mekânda Ferahlık Vardır” diye bir Atasözü bile oluşturmuşlardır.
Hâlâ var mıdır bilmiyorum, eskiden hasta olan askerlere ”Tebdil-i Hava” yâni ”Hava Değişimi” izni veriyorlarmış. Bu da mekân değiştirmenin, insan psikolojisi ve sağlığı üzerinde olumlu bir etki yarattığını anlatıyor.
Farklı yerlere gitmek eskiden de insanların sevdiği ve istediği eylemlerdendi. Fakat ulaşım araçlarının yavaş ve pahalı olması, yolların şimdiki gibi yaygın ve düzgün olmaması nedeniyle insanlar eskiden, şimdi olduğu kadar çok gezemiyorlardı. Zamanla ulaşım araçlarının çok yaygınlaşması ve ucuzlaması, yolların daha konforlu ve çeşitli olması, uzakları yakın etmiş, insanların daha hızlı yer değiştirmesini sağlamıştır.
Turizm sektörü de bunun sonucunda hayatımıza girmiştir. Günümüzde insanlar o kadar çok mekân değiştiriyorlar ki birçok ülkenin en önemli gelirlerinden biri de Turizm geliri oluyor.
Ben de turizmden kendi olanaklarım ölçüsünde faydalanıyorum. Şartlarımı ayarladıkça, ülke içinde veya dışında Tebdil-i Mekân ediyorum. Bu bana hem bilgimi görgümü arttırma fırsatı veriyor, hem de ferahlamamı, rahatlamamı, ruhen yenilenmemi ve pozitif enerjimin yükselmesini sağlıyor. Ne demişler? “Çok gezen mi bilir, çok yaşayan mı?”
Günümüzde çadır turizmi de oldukça rağbet görüyor. Bir de karavan turizmi var. Kaplumbağa gibi evini sırtında taşımak, günün her saatini dinamik ve aktif geçirmemizi sağlayacağı için heyecan verici olur bence.
Herkes kendi şartlarına uygun bir şekilde başka yerlere gidip gelmeli. Köyüne, kasabasına, memleketine, akrabasına, arkadaşına veya otele, pansiyona gidebilir. Şartları neye uygunsa, o şekilde gezebilir. Çünkü tebdil-i mekânda ferahlık vardır.
