Menü Kapat

TYB Ankara Şube Başkanı Uluçay:

Sürgün ve Aşk gerçek bir öykünün romanı”

                                                                         

Şahin Ali Şen /TYB Ankara Şubesi’nin geleneksel hale gelen “Bir Kitap Bir Yazar” programının konuğu şair-yazar Mehmet Sait Uluçay oldu.  “Sürgün ve Aşk” kitabının hikayesini anlatan şair-yazar Uluçay,  romanın konusunun gerçek bir aile dramı olduğunu,   Kırım’dan Özbekistan’a sürgün edilen, sonra Türkiye’ye yerleşen bir ailenin hayat öyküsünü anlatıldığını ifade etti.

TYB Ankara Şubesi’nin “Bir Kitap Bir Yazar” programı Gazeteci-Yazar Şahin Ali Şen’in yöneticiliğinde gerçekleştirildi.  TYB Ankara Şubesi Başkanı Mehmet Sait Uluçay, programda Sürgün ve Aşk romanıyla ilgili soruları cevaplandırdı.

  Bir Geçit Ver Düşüncelerinden ve Güneşe Az Kaldı ismiyle iki şiir kitabının,  Mehmet Akif Ersoy ve Düşünce Dünyası ismiyle biyografi kitabının yayınlandığını belirten Uluçay, “Basılmayı bekleyen bir kitaplık şiirlerim var. Ancak şimdilerde şiir yazmıyorum.  Az da olsa denemelerim var.  Dostlar ‘Şiirlerinde güçlü imgeler kullanıyorsun. Betimlemelerin çok farklı.  Mutlaka roman yazmalısın’ önerisinde bulundular.  Dostların zorlamasıyla romana yöneldim. Bir yılda Sürgün ve Aşk romanını yazdım.” şeklinde konuştu.

Romanın konusunun Sürgün ve Aşk olmasının hikayesini anlatan şair-yazar Uluçay, “Kırım’dan sürgün edilen bir ailenin ileri gelenlerinden biri  ailenin sürgün hikayesini anlattı. Ailenin yaşadığı dram ilgimi çekti.  Yazmaya karar verdim. Roman biraz da kurmacadır.  Aşksız roman olmazdı, romana aşkı da ben ekledim.” dedi.

Romanda teknik hatanın yapılmaması, bilgi yanlışlığının olmaması için ön araştırmanın önemli olduğunun altını çizen Mehmet Sait Uluçay, “Romanı yazmaya başlamadan önce ve romanı yazarken sürekli araştırma yaptım. Milli Kütüphanede incelemeler yaptım.  Olayın geçtiği dönemdeki gazeteleri ve dergileri taradım.  Tarih kitapları okudum.  Sürgünün yaşandığı 1944 yıllarındaki SSCB’deki idari yapıyı inceledim. Özellikle sürgünde rol alan kurumlara detaylı baktım.  Yine o dönemdeki Türkiye’deki siyasi gelişmeleri doğru yansıtmak için araştırmalar yaptım. 27 Mayıs darbesini   ve olumsuz etkilenen aileleri mercek altına aldım.” diye konuştu.

Romandaki kişi isimlerini seçerken o dönemde Kırım’da kullanılan isimleri araştırdığını, isimlendirmeyi araştırma sonuçlarına göre belirlediğini anlatan Uluçay, romanda kültürel  gelenek, anane, törelere, tarihi mekanlara ve gastronomi kültürüne geniş yer verdiğini belirterek,  “Gençlerimizi tarihimizle, kültürümüzle ve medeniyetimizle buluşturmak istedim. “ ifadelerini kullandı.

Romanda mekân olarak Erzurum ve Mersin’i seçmesini ise Uluçay, “Kendi memleketim Adıyaman’ı seçebilirdim. Her şeyini biliyorum. İstanbul gibi büyük bir şehri seçebilirdim. Ancak ben zoru seçtim. Fazla bilmediğim iki mekânı seçtim. Romanı yazarken bu iki şehri geçmişleriyle bugünleriyle inceledim, orada yaşayanlardan daha çok bilgiye sahip oldum.  Erzurumlu ve Mersinli dostların yanında bu iki ilimizin tarihi mekanlarından bahsettiğimde şaşırıyorlardı. Bu kadar ayrıntıyı nereden biliyorsun, biz dahi bilmiyoruz diyerek.”  şeklinde konuştu.

Katılımcıların sorularını cevaplandıran şair-yazar Mehmet Sait Uluçay, romanı yazarken her bölümde araştırmalar yaptığını, notlar aldığını, deyimleri, atasözlerini seçerken  titiz çalışmalar yaptığını belirterek, romanında  betimlemelere, imgelere ve sembollere  sıklıkla yer verdiğini, şiirsel bir üslup kullandığını söyledi.

  Roman yazmayı düşünen gençlere bol bol roman okumaları tavsiyesinde bulunan Uluçay, okumadan ve araştırmadan eser yazılamayacağını ifade etti.

Uluçay, Sürgün ve Aşk romanını bir yılda tamamladığını,  ortaya realist ve gerçekçi bir romanın  çıktığını kaydederek, roman yazmaya mutlaka devam edeceğini, sevilmesi halinde Sürgün ve Aşk’ın ikincisini yazmayı düşünebileceğini  de sözlerine ekledi.

Söyleşiden sonra şair-yazar Uluçay, okurlarıyla sohbet etti, kitaplarını imzaladı.